Bir Mısırcıdan Satış Dersi

Bir insan yaptıgı işi ancak bu kadar benimser.

Her hafta web sitesi yöneticiliği konusunda toplantı yaptıgım bir şirkete giderken yol üzerinde bir mısırcı ile karşılaşıyorum. Bir kaç hafta öylece geçip gittim oradan, aklımda mısır yemek var ama fırsat yaratamadım. Her geçişimde gözlemliyorum ve mısırcının etraftaki insanlar ile sohbetine şahit oluyorum.

Bir defasında ben de mısır almak için tezgahın yanına geldim. Gayet güzel bir şekilde selamlayıp nasıl bir mısır istediğimi sordu. Hazırlarken yaptığı işten, organizasyon ve toplantılarda mısır servisi de yaptığından ayrıca kış geldiğinde ise kestane servisi yaptığından bahsetti. Hemen kartvizitini verdi. Bizim de organizasyonlarımız olursa gelebileceğini söyledi.

Tabi bu esnada mısırı verirken tuzladı, yanında kürdan ve ıslak mendil de verdi. Bu arada tezgahın etrafındaki kaldırım taşlarını silmiş, civar şirketlerin çalışanlarının aldıkları mısırı yemeleri için ortam hazırlamış. Hitap tarzı hep ‘Hanım’ ve ‘Bey’ şeklinde. En önemlisi de İstanbul’da yediğim en güzel mısırdı.
Yine bir toplantı dönüşünde ofise götürmek üzere mısır alayım istedim. Hazırlığını yaptı, ayrıldım. Sonraki hafta uğrayınca ofis için mi yoksa burada yemek için mi diye sordu. Hatırlıyordu. Her müşterisini tanıyor ve ona göre davranıyordu.

Yine bir hafta mısırımı yedim, teşekkür edip giderken arkamdan seslenip, adımı sordu, söyledim ve devam ettim. Ertesi hafta hasta olduğum için toplantıya gidemedim, sonraki hafta mısır tezgahına yaklaşırken, ‘Aa Hanife Hanım merhaba, nasılsınız?’ dedi.

Her gün onlarca insana satış yapan, fakat her birine olması gerektiği gibi davranan, hem saygılı, hem sadık bir satışçı örneği..

Ne sattığınız değil nasıl sattığınız önemli, ve o bunun farkında..

Karsı tarafın ihtiyacına ve beklentilerine hitabedebilmek, saygıyı elden bırakmadan işin hakkını vermek önemli.

Mısırcı tezgahında mutlu, çünkü onu tanıyanlar da mutlu..

Kış geldi, artık kestane satıyor, aynı sevgi ve aynı özenle..